Yazar | : | Nedim Gürsel |
İsbn | : | 9786050918236 |
Yayın Tarihi | : | Ocak, 2014 |
Dil | : | Türkçe |
Sayfa Sayısı | : | 246 |
Ölçü | : | 13,5 x 19,5 cm |
Yayınevi | : | Doğan Kitap |
Hikâyemi anlatmaya annemin ölümüyle başlıyorum. O gün okumayı sökmüştüm. Okula yazıldığım yılın ortalarına doğruydu. Belki biraz geç kalmıştım ama artık benim için de harfler karatahtada karmaşık çizgiler olmaktan çıkmış, anlam kazanmışlardı. îşaretparmağımı üzerlerinde gezdirerek teker teker okuyabiliyordum onları. BABA BANA TOP AL! AL SANA TOP! YAŞA BABA YAŞA! Ve gerçekten de o güne dek oynadığım lastik toplardan farklı, pompayla şişirilen meşin bir top almıştı babam. Topçu subayıydı. Kışladan bir top da alabilirdi, ağzından hiç düşürmediği deyimle, “Maksat iktisat” deyip o top sesini andıran kahkahalarından birini patlatarak. Babamın, hele içki sofrasmdayken patlattığı kahkahalardan ibaret değildi çocukluğumun sesleri, gerçekten top atıldığı da olurdu. Ramazan boyunca iftarı haber vermek için değil; manevralar başladığında kışladan karşı tepeleri vururdu toplar. Yazın güneşin yakıp kavurduğu, kışın karla kaplı tepeler toz dumandan görülmez olurdu. “Boşuna atıp duruyoruz işte” derdi babam, “ne düşman var tepelerde, ne in ne cin! Milletin parasına yazık”. Eli sıkıydı evet, ama cüzdanı da fazla kabarık sayılmazdı. Hem şakanın sırası değildi, daha yeni cenaze kalkmıştı evden.